Makaleler

Baştan sona, sondan başa fiyasko zinciri: Erdoğan-Trump görüşmesi

2011’den bu yana ülke ülke gezen önce Bender Bin Sultan’a sonra da Türkiye, Katar ve Ürdün iştirakinde Erdoğan’a devredilen Suriye dosyası bugün gelinen aşamada bu ülkelerin başarısızlığı ile anılmaktadır. Ortadoğu’nun yeniden dizaynı konusunda bölgede devletlerinin ortaya koyduğu tasarrufların çökmesi ve genel kapsamda ABD’nin bölgede emperyalist dengeler açısından ciddi gerilemeler kaydetmesi pek doğaldır ki ittifaklar zincirinde ciddi krizleri açığa çıkarmıştır.

Şurası bir gerçek ki TC devletinin Ahmet Davutoğlu’nun dış politika yaklaşımı ile bölgede edindiği doktrin bugün çöküş yaşamıştır. Bu çöküş TC’nin ABD ile ortaya çıkacak bir dizi krizinin de adı olmuştur. Bu kriz elbette sadece Türkiye’nin dış politikasının çökmesine değil aynı zamanda iç politikada da bir yönetememe sorununa dönüşmüştür. Burada bahse konu olan mesele, TC’nin emperyalist efendilerinin ihtiyaçlarını yeterince karşılayamadığı ve ülke içinde siyasal İslam damarından kaynaklı araflık durumu yaşamasıdır. Yani bir yandan iç politikada kitle tabanını tutmak için hem mezhepçilik yapacak; Avrupa’ya kafa tutacak hem de diğer yandan efendileri karşısında el-pençe divan görev üstlenecek.

Bu durum aslında AKP’nin kitle kaygısını yansıtan birincil çelişkilerinden birisidir. Bu çelişkinin görüngüsü, ilerleyen yıllarda kendini siyasal İslam olarak öne çıkaran, sınıf hareketlerinin geriliği nedeniyle mevcut sınıf çelişkilerini kendine yoran akımdan olacaktır. Kuşkusuz bu durum Türkiye açısından ne bir mülkiyet değişimi ne de radikal bir değişimdir. Bu sadece ülkemizde belli evreleri ile görev üstlenen, emperyalistlere bağlı bir klik değişimi anlamına gelmektedir. Bu açıdan CHP ve Saadet Partisi görüşmelerinin ciddiyeti söz konusudur. AKP artık kendini yönetememe krizi ile de baş başa olduğundan Erdoğan’a daha fazla ihtiyaç duymaktadır. Refah Partisi misali Erbakan etrafında öbeklenen liderlik misyonu ve onunla tabulaşan ve gerilecek olan bir halin aynısını AKP de yaşamaktadır. Bu açıdan AKP içinde Erdoğan devrinin bitirilmemesi için her türlü siyasal değişiklikler yapılabilir.

 Bu durum AKP’nin iç krizi iken aynı zamanda Türkiye konjonktüründe ise bütünlüklü bir şekilde ilerleyen ekonomik ve siyasal kriz söz konusudur. Bu krizi boyutlandıran etmenlerin başında ise Kürt ulusal sorunu gelmektedir. AKP’nin Suriye konusundaki başarısızlığı ve bunun sonucunda iç politikada yansımasını bulduğu kriz, kuşkusuz Kürt ulusal hareketi nedeniyledir. Rojava’nın başarısı TC açısından hem dış hem de iç politikada krizi tetikleyen ve büyüten bir yerde duruyor. AKP her şeyden önce kaygılarının eşiğinde hareket ediyor ki bunun en verili ve başlangıç durumu 7 Haziran ve sonrasında 16 Nisan referandumudur. Saldırganlığın içgüdüsel hali budur; bilinçli hali ise bir beka krizidir.

İşte bu ahval içinde ilerleyen süreçte ABD ile bozulan ittifak zincirini düzeltmenin derdinde olan AKP iktidarının koşulunun ABD elinde olduğunun farkında. Bu açıdan da Suriye’de Rakka operasyonunda ABD-YPG ortaklığı onun geleceğini ilgilendiriyor. Bu durum AKP’yi 7 Haziran sonrası uyguladığı politikalardan alıkoyma olasılığına itebilir. Zira YPG’nin bölgede güçlenmesi ve etkili bir rol alması ile KUH’nin Türkiye’de etki gücü kendini eskisine nazaran daha da ileriye taşıyabilir.

 

Fiyaskonun görüşmesi mi görüşmenin fiyaskosu mu?

15 Temmuz ile birlikte siyasal alanda Gülen Cemaati bahaneli başlatılan siyasal soykırımda KHK’larla başlatılan operasyonda devrimci, demokratlara dönük saldırılar artmaktadır. Bu operasyonlar arasında Sözcü’nün FETÖ bağlantılı olduğu kapsamında operasyona maruz kalması manidardır. Herkesin malumudur ki Sözcü, klasik ve geleneksel faşist Kemalist kliğin bir kutbunun sözcüsüdür. Dolayısıyla FETÖ ile bağlantısı oldukça ironiktir. Aralarında ortak bağ, kuşkusuz resmi ideolojidir. AKP FETÖ bahanesi ile yaptığı operasyonlarda elini ilerde kullacağı bir dizi kozla doldurmanın peşindedir. Bu konuda ABD’li papazın FETÖ operasyonu kapsamında tutuklanması ve ABD ile Gülen takasında kullanılmak için bir şantaj malzemesine dönüştürülmesi söz konudur. İşte ABD ve TC arasında süren görüşmelerde en dikkat çekici başlıklardan birisi buydu. Erdoğan Trump’tan Gülen’i isterken Trump da Erdoğan’dan ABD’li papazı istedi.

Diğer bir başlık da Rakka operasyonu konusunda YPG’nin ittifak gücü seçilmesiydi. Erdoğan sıklıkla YPG’nin bir ittifak gücü olamayacağını belirtirken Trump ise YPG’nin bölgede önemli bir ittifak gücü olduğunu ve ABD için önemli olduğunu belirtti. Trump’ın uzun el sıkışması eşliğinde süren görüşme toplam 20 dakika sürdü. Genel olarak Beyaz Saray’dan ya da Amerikalı yetkililerden yapılan açıklamada görüşmelerin kısa süreleri söylenir. Mevcut görüşmenin nitel tanımlaması yapılır, toplam görüşmenin nitel görüşmeleri değerlendirilir ve dile getirilir. Örneğin Erdoğan Obama görüşmeleri genel olarak iki buçuk saat sürmüş ancak nitel görüşme 45 dakika olarak dile getirilmişti. Ancak bu sefer sahiden 20 dakika sürdü ve bunun nitel görüşmesi hakkında ABD’li yetkililer bir açıklama yamadılar. Zira görüşme tam bir fiyaskoydu.

Kuşkusuz görüşmelerin ayrıntıları bilinmiyor ve kamuoyuna yansımadı. Ancak ABD’nin  YPG’nin silahlandırılması konusunda geri adım atmayacağını dile getirmesi meselesinin başında geliyor. Gülen meselesi ise ABD’nin TC’nin elindeki papazı koz olarak kullanmasına bağlı olarak değerlendirilebilir ki bu da ABD ile TC arasında sürecek bir şantaj politikası anlamına geliyor ve yeni bir kriz demek aynı zamanda.

Sonuç olarak TC açısından ABD ile olan bu muhattabiyet sorunu onu ya taviz vermeye itecek ya da bir şekilde kendi sonunu getirecek. Zira AKP’nin ayakta kalma kapsamında iç politikada kullandığı argüman ve iç politikayı etkileyecek derecede dış politikada takındığı Osmanlı hamiliği ABD’nin bölgesel imtiyazları ile uyuşmamaktadır. Bu uyuşmazlık Türkiye’de ayakta kalmak isteyen bir kliğin kangren halini ve onun yaşam mücadelesindeki faşist saldırganlığını ifade ediyor. Bu saldırganlık genel mahiyeti açısından bir toplumsal krizinin tohumları ve biriken öfkenin patlaması için fitilin ateşlenmesine sebebiyet verebilir.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu