Güncel

BAŞKAN GONZALO İLE RÖPORTAJ *

11 Eylül günü ölümsüzleşen Başkan Gonzalo’nun, 1988 yılında Peru’daki El Diairo gazetesine verdiği ve 1992 yılında Partizan Dergisi’nde çevirisi yayımlanan röportajı okuyucularımızla paylaşıyoruz

Peru Komünist Partisi lideri Başkan Gonzalo (Dr. Abimael Guzzman) 12 Eylül 1992 tarihinde Lima’da yakalandı. Faşist Peru hükümeti ülke yasalarında idam kararı olmamasına rağmen Başkan Gonzalo ve yoldaşlarını idamla yargılamak için her türlü girişimde bulundu. Fakat Peru ve dünya kamuoyunun tepkisiyle ömür boyu hapse mahkum edildiler. Başkan Gonzalo 29 yıllık mutlak tecrit altındaki tutsaklığının ardından 11 Eylül 2021 günü ölümsüzleşti.

Başkan Gonzalo’nun 1988 yılında yılında Peru’daki El Diario gazetesine verdiği ve Partizan Dergisi’nin 1992/5 sayısında çevirisi yayımlanan röportajı güncelliğinden ötürü okuyucularımızla paylaşıyoruz.

“Biz basıma girerken PKP Başkanı Gonzalo’nun 12 Eylül Cumartesi Günü Peru polisi tarafından tutuklandığı haberi geliyordu. Başkan Gonzalo’nun yakalandığına dair tek bilgi kaynağı burjuva basınıydı. Gonzalo’nun yakalanmasına dair daha sağlıklı bilgileri ileride verebileceğiz. Başkan Gonzalo’nun Maoist Halk Savaşı, Peru’daki ABD yanlısı gerici yönetime karşı müthiş zaferler kazanmakta.

Peru devriminin yol gösterici ışığı Başkan Gonzalo’nun ele geçirilmesini Peru Hükümeti ve ordusu müthiş bir sevincin yanı sıra şaşkınlıkla karşıladı. Okuyucularımızı Başkan Gonzalo liderliğinde verilen Halk Savaşı konusunda aydınlatmak için, 1988 Temmuz’unda kendisiyle yapılan ve Peru’daki El Diario Gazetesinde yayımlanan söyleşiden pasajlar aktaracağız. Bu röportaj, gerici Peru yönetiminin büyük tepkisine neden olmuştu.

Röportajı içeren El Diario’nun 2. baskısı (100.000 adet) bir anda bitivermişti. Hükümet, El Diario’nun 3, basımına el koymuş, gazeteyi yağmalamış, editör ve tüm personeli gözaltına almıştı. Bu röportajdan bu yana Peru’da önemli değişiklikler yaşandı.

Halk Gerilla Ordusu, düşmana karşı Halk Savaşı’nın ivmesini yükselterek ülkenin önemli bölgelerinde denetimini artırmaktadır. Garcia Hükümeti’nin yerini alan Alberto Fujimori rejimi, daha fazla baskı ve ABD müdahaleleriyle karşı koymaya çalışıyor.

Bütün bunlara rağmen 1988 Temmuz’unda yapılan bu röportaj hala önemini korumaktadır.” (Partizan 1992/5)

EL DiARİO: Daha önce söylediğiniz gibi savaştaki gücünüzü arttırmak için silahlı Halk Gerilla Ordusunun güçlendirilmesi gerekli midir? Bunu nasıl çözümlemeyi düşünüyorsunuz?

BAŞKAN GONZALO: Evet, bu bir bakış açısı.İzninizle başlangıç noktam olan temel sorunu ele alayım. Biz, bu temel sorunu sürekli ele alıyor ve vurguluyoruz. Somut sorunlarımızı, kendi ilkelerimizin ışığında çözebiliriz.

Başkan Mao’nun dediği gibi, insan unsuru esastır. Silahlar yararlıdır. Ancak, bizim görevimiz, halkı ideolojik ve politik olarak yetkinleştirmek ve özellikle ideolojik ve politik yetkinliğe sahip bir halk ordusu inşa etmektir. Hareket noktamız budur. Silahlara gelince; Mao der ki, düşmanda silah vardır ve sorun silahları düşmandan gasp etmektir. Bu bir ilkedir. “Modern silahlar gereklidir ancak silahların performansı onları kullananların ideolojisine bağlıdır”, Lenin de bunu öğretir.

Şunu kesinlikle iddia edebiliriz: Düşman ordusu, kendilerini nasıl pusuya çektiğimizi ve bizimle nasıl “anlaşabileceklerini” çok iyi bilmektedir. Sadece Cayarardaki Erusco Pususu’nu örnek olarak göstermek istiyorum. 25 askeri imha ettik, sadece biri sağ dönebildi. Bu ölümlerden biz değil kendileri sorumludurlar. Gerçekler, onların söylediği gibi değildir, iki aracı havaya uçurduk -1 araç değil-çünkü yollara kilometrelerce mayın döşenmişti ve kaçabilecekleri tek delik yoktu.

Ama gazeteler ve T.V. neler yayınladılar? Başkan ve Cayara Komisyonu “renkli rüyalar” gördüğümüzü ve “havanda su dövdüğümüzü” söylediler. Biz neden her şeyi bu yöntemle yapıyoruz? Çünkü onların zorlamaları sonucu kendimize geldik ve şimdiki konumumuzu onlara borçluyuz. Şunu çok iyi biliyoruz ki onlar başlattılar. Biz de, onların pasif bir şekilde oturup beklemelerini ve bize farklı kapılar aralamalarını zorunlu kıldık.

Onlar, çamura saplanmış bir fil gibi debelenirken saldırmak çok kolay oldu. Bütün bunları ordu ve ordu güçleri ciddi bir şekilde düşünmek zorundadır.

Peru hükümeti iğrenç bir saldırı hazırlığını tamamlamıştı. Yenildiler, çünkü hükümetle halkın çıkar-arı birbiriyle çelişmektedir. Halkın desteğinden yoksundurlar. Sefil ve alçakça katliamların liderliğini kapkara çürümüş ve faşist APRA Hükümeti yapmaktadır. Tarih tanıktır ki, Peru Halkı faşizmi izlememiş ve kurumlaşmalarına izin vermemiştir. Halkın muhalefeti sadece bugünün değil on yılların birikimidir.

Bu birikimin sonucu olarak, bizim, düşman silahlarına el koyma ilkemiz billurlaşmıştır. Bundan başka, saygıdeğer dinamit hala önemini korumaktadır. Ve mayınlar halkın silahlarıdır. İlkemiz, halk kitlelerini oluşturan her bireyin kolayca kullanabileceği en basit silahları görebilmektir, çünkü bu savaş halk kitlelerinin savaşıdır. Bu olmazsa, ne bizim ne de halkın savaşı söz konusu olamaz. Bu durum, ikinci sorunu ortaya çıkarmaktadır; el yapımı silahların üretimi.

El yapımı silah üretimini geliştirmek için araştırmalar yaptığımızı şu anda hükümet de biliyor. Halkımızın kendi elleriyle yaptığı havan ve roketleri kullandığını Başkanlık Sarayı da biliyor. Onlar pek bir şey söylemiyorlar ama haberdar olduklarını biz biliyoruz. Bir yöntem de silahları satın almaktır. Çünkü 3 yol var: 1- Ordunun silahına el koymak, 2-Silah üretmek, 3-Silah satın almak. Son yöntem oldukça sorunludur; silah fiyatları pahalıdır.

Halk savaşı ise dünyanın en yoksul insanlarının savaşıdır ve tutumlu olmak zorundadır. Silahları gasp etme ve el yapımı silah üretimi seçeneklerinde yoğunlaşmamızın sebebi halkımızın olanaklarının oldukça kısıtlı olması ve halk savaşının tamamen yoksullara dayanmasındandır. Bu sorunun nasıl çözüleceği bir kez daha gündeme gelmiştir. Lenin der ki “silahların fiyatları ne olursa olsun, daha çok el koyma yöntemi izlenmelidir”.

Başkan Mao’nun bu konudaki düşüncesini belirtmiştim. Pratiğe geçirdiğimiz de aynen öğrendiklerimizdir.

EL DİARİO: Liderliğini yaptığınız devrimin ileriki aşamalarında bir ABD askeri provokasyonu bekliyor musunuz? PKP bu durumda ne yapacaktır?

BAŞKAN GONZALO: Yankee emperyalizmi, her ne kadar her zaman ve her yerde müdahaleye hazırsa da bu konuda Peru somutuna dair şeyler söylemek istiyorum. ABD, komşu ülkeleri bize karşı silahlı harekete geçirebilir.

Sunu asla unutmamalıyız ve ısrar ediyorum, hala toprak iddiaları ve sınır tartışmaları sessiz de olsa vardır ve Brezilya’ya ABD tarafından oynayacağı rol biçilmiştir. Brezilya’nın Peru’ya silahlı bir müdahale için alaylar halinde asker eğittiğini biliyoruz.

Bir süre önce, merkez komitemiz bu topraklara ayak basacak tüm düşmanlarla dövüşmek ve onları yenmek doğrultusunda karar aldı. Eğer böyle bir-şey olursa, çelişkiler değişecek, egemen sınıfların kendi aralarındaki çelişkiler baş çelişki haline gelecek ve bu durum geniş halk kitlelerinin bir temelde birleşmesini sağlayacaktır.

EL DİARİO: IU’nun (Birleşik Sol’un 7ç.n.) karşıdevrimcileri, revizyonistleri ve oportünistleri, sizin halk kitlelerinden yalıtıldığınızı söylüyorlar. Bu konuda neler söyleyebilirsiniz?

BAŞKAN GONZALO: İnanıyorum ki, söylediğimiz her şeyi halk kitlelerinin desteklediği açıktır, revizyonist ve oportünistler, dışarıdan hiçbir yardım almadan ve halk kitlelerinin desteği olmadan 8 yılda halk savaşının bu düzeye gelişini nasıl açıklayacaklar? Ben de sadece bu soruyu yanıtlamalarını isterim.

EL DİARİO: 8 yıldan beri, sağcı parti ve gruplar, revizyonistler, oportünistler ve tüm karşıdevrimciler şöyle diyorlar -hatta çığlıklar atıyorlar demek daha doğru olur-  Peru Komünist Partisi ‘çılgın’, ‘kendini mesih zanneden’, ‘kan içici’, ‘Pol-pot’çu’, ‘dogmatik’, ‘sekter’, ‘narko-terörist’ örgütüdür. Ayrıca PUM (Mariateguista Birlik Partisi-ç.n.)bütün bunlara köylüyü bir at gibi süsleyip pohpohlayarak iki ateş arasına sürdüğünüzü ekliyor. Son zamanlarda da, Villenueva (adeta bir APRA memuru gibi) size, “soykırımcı terörist” diyor. Bu ithamlar karşısında ne söyleyeceksiniz? Bu ithamların gerisinde ne yatıyor?

BAŞKAN GONZALO: Bana göre onlar ayakta uyuyorlar ve bunu anlatıyorlar. Halk Savaşını anlayamıyorlar ve ben onları anlıyorum. Halk düşmanları asla Halk Savaşını anlayabilecek yeteneğe sahip olamayacaklardır.

Cevaplayacağım ithamlardaki en ağırı, köylünün iki ateş arasına atılması safsatasıdır. Bu itham, özentili ve ince örülmüş bir yalandır. Çünkü Halk Gerilla Ordusu’nu geniş köylü yığınlarının çoğunluğu oluşturmaktadır.

Bu itham, özentili ve ince örülmüş bir yalandır. Çünkü Halk Gerilla Ordusunu geniş köylü yığınlarının çoğunluğu oluşturmaktadır. Bu ithamı getirenler, Peru hükümeti ordularıyla ve baskı makineleriyle devrimi kana boyamak isterken neyi anlamak zorunda kaldığımızı bilmek zorundadırlar. Onlara biraz genel savaşlar hakkında, biraz devrimci savaşlar hakkında ve esasen Halk Savaşı ve Maoizm hakkında terbiyeli bir çalışma tavsiye ederiz.

Bunları anlayabileceklerinden de şüpheliyim çünkü sınıfta kalmışlardır. Mr. Villanueva’nın ‘soykırımcı terörist’ iddiası dikkat çekicidir. Bize ‘soykırım’ iddiasının yakıştırılmaya çalışılması, APRA’nın gülünç ve iğrenç taklitçiliğini yapmaktır. Bu eldiven kime yakışır acaba? Ülkemizdeki ve dünyadaki mükemmel jenositçilerin kimler olduğu açıktır. Jenositçiler kendileridir, karşı devrimciliğin liderliğini yapan devlet ve APRA hükümetidir, karşı-devrimci ordudur, faşist güçlerdir.

Bunlar rezil toplu-katliamcılardır. Tahrifatlar gerçekleri asla değiştirmemiştir ve değiştiremeyecektir. Bugün yazdığımız tarihi yarınlar her zaman doğrulayacaktır. Bunun ötesinde Villanueva’nın sonu ne olacaktır? Geleceği nasıl olacağa benziyor? Bize isim yakıştırmalarla değil bu sorunlarla uğraşsa kendisi için çok daha iyi olur.

EL DİARİO: 8 yıldır süren Halk Savaşı kitleler arasında ve toplumun ekonomik temelleri içinde Peru politikalarında ne gibi değişimler yarattı?

BAŞKAN GONZALO: En önemli değişim: Halk Savaşının söndürülemez yükselişi. Ülkemizde, demokratik devrim gerçek an-lamda ilk kez başlatılmış ve başarıyla oturtulmuştur. Bu durum Peru politikalarının tüm terimlerini değiştirmiştir.

Bu andan sonra, Peru hükümeti ve suç ortakları, işbirlikçileri, destekçileri ve revizyonistler birincil ve esas sorunun Halk Savaşı olduğunu kendi kendilerine düşünüp karar vermek zorunda kalmışlardır. Biz bu ülkede dünyayı değiştiriyoruz.

Bunun dışında önde gelen çok önemli ilkesel konum, ilerleyen Yeni Güç’ün acil ve ileriki ihtiyaçlarını halletmeyi, bu gücün kendi kendine dayanarak tüm ülkeye yayılmasını başardık. Bu yayılım, kendi gücüne dayanarak sonuca ulaşmaya muktedirdir.

Ekonomik temelde, bu Yeni Güç’ün altında yeni üretim ilişkileri oluşturmaktayız. Toprak politikamızın başarısı, kollektif çalışmanın verimli hale getirilmesi, sosyal hayatın yeni gerçekliklere göre örgütlenmesi bunun somut örnekleriydi. Bu somutluk, diktatörlükle kaynaşmış düzenin değiştirilmesidir ve işçiler, köylüler, ilerici yöneticiler ülkedeki bu değişimin sadece ve sadece Halk Savaşıyla mümkün olduğunu kavramaktadırlar.

Bu örnekler, gösterdiğimiz ve Halk Savaşına kanalize ettiğimiz ekonomik ilişkileri, gamonallerin (Gamonal: Bu kelime, Latin Amerika’da yaygın olarak kullanılır. Bölgesel tiranlan ve toprak ağalarını, hükümet memurlarını, polis güçlerini tanımlamakta kullanılır), temelinde yükseldiği yarı-feodal ilişkileri zayıflatıp kazıdığımızı, bürokrat kapitalizmi tahrip ettiğimiz ve emperyalizmi grevlerle darbelediğimizi kanıtlıyor.

Karşı-devrimciler bunları dillerine bile getirmezler tabii. Proletarya’nın önderliğini çoğunlukla kabul eden bu kahraman halk kitleleri Güç’e sarılmış ve balın tadını parmaklan ile tadarak öğrenmişlerdir. Onlar bununla yetinmeyecekler. Balın hepsini istiyorlar ve alacaklar.

EL DİARİO: Halka Kurtarılmış Bölgelerin önemini vurguluyorsunuz. Bunların inşa edilişini anlatır mısınız? İsyanın şehirlerdeki hazırlıkları hakkında neler söyleyebilirsiniz?

BAŞKAN GONZALO: Kurtarılmış Bölgeler Halk Savaşının ruhudur. Bu ruh olmadan Halk Savaşı ilerleyemez. 1982 yılının ikinci yarısından bu yana özgün bir durumla karşı karşıyayız ve bunun her zaman altını çiziyorum.

Bu dönemden beri mücadele ediyoruz ve gerilla mücadelesini gözler önüne serme aşamasına ulaştık (Stratejik saldırı aşaması -ç-n-)- Bu aşamada, Peru hükümetinin desteği olan Gamonalizmi süpüreceğiz. Grev darbelemelerine devam ediyoruz ve polisle usulüne uygun ilgilenerek onları mahvediyoruz, rezil ederek yeniyoruz. Bunları Expresso gibi devrim sempatisine dair hiçbir rengi bulunmayan ve sizin gazetenizden farklı olarak yargı güvencesine sahip bir gazete yazıyor.

Kırlarda bir iktidar boşluğu vardı ve bu problemi çözmek için Halk Komiteleri yarattık. Yani diktatörlükle beraber aynı mekan ve zamanda yaşayan Halk Komiteleri… Bu Komiteleri el altından ve gizlice oluşturmaya başlamıştık. Çünkü biliyorduk ki açık örgütlenme ordunun ani darbelerine davetiye çıkarır. Bu Halk Komiteleri şimdi yüzlerce kat artmıştır. Bu komiteler Kurtarılmış Bölgeleri oluşturdu ve Kurtarılmış Bölgeler de hep beraber Yeni Demokratik Halk Cumhuriyetini oluşturacaktır.

Ordu birlikleri bölgemize girdiğinde çetin mücadelelere girmek zorunda kaldık. Onlar eski yönetimi tekrar kurmak için savaştılar ve biz Yeni Güç’ü tekrar kurmak için savaşarak karşılık verdik.

Aşırı derecede kanlı ve mutlak merhametsiz jenosid sahnede yerini almıştı. Oldukça sert savaştık. 1984’te karşı-devrimciler ve ordunun bir kısmı bizi yendiklerine inanmışlardı. Burada çok iyi bildikleri ve onlara ait dökümanları anmak isterim. Bu dökümanlarda bile PKP’nin pek tehlikeli olmadığını ancak MRTA’nın (Tupac Amaru Hareketi, revizyonist bir örgüttür-ç.n.) daha tehlikeli olduğunu söylüyorlardı. Sonuç ne oldu?

Halk Komiteleri ve Kurtarılmış Bölgeler arttı ve böylece bizim Kurtarılmış Bölgelere yenilerini katmamıza fırsat yarattılar. Bugün neler yaptığımızın göstergesi bunlardır. Bizdeki gibi yarı sömürgelerde temiz bir ideolojinin oluşturulmasını, parti inşası ve Halk Savaşının başlatılmasını devrimci durum kolaylaştırır. Şimdi de Kurtarılmış Bölgelerin oluşturulması, Halk Gerilla Ordusu’nun oluşturulması ve tüm Halk Savaşı’nın oluşumu, devrimci durumun gözler önüne serilmesine ek destek olmaktadır.

Mao’nun mücadelenin yüksek gelgitleri (büyük çapta saldırı ve geri çekilmeler, stratejik saldırı aşaması – ç.n.) ve Lenin’in devrimci kriz hakkında söyledikleri akıllardan çıkarılmamalı ve bunlar bize yol göstermelidir. Bu noktaya vardığımızda, isyanı tarihteki tahtına oturtacağız.

Bu, Halk Savaşının teorisidir ve sarılacağımız şey budur, üzerinde yükseldiğimiz şey de budur. Bunun için Halk Savaşı metodumuzu daha büyük gelgitlere götürmeli, bu geliş-gidiş sentezleşmesiyle şehirlerin ele geçirilmesi için isyanlar hazırlamalıyız. İsyanın bir gereklilik olduğunu düşünüyoruz. Böyle düşünmez ve yapmazsak tüm ülkede zafere ulaşamayız.

Şehirlerin durumunda bizim için sorun olan nedir? Uzun yıllardan beri şehirlerde ve kırlarda çalışmaktayız. Bu çalışmaların Halk Savaşının seyri içinde değişimlere uğradığı doğrudur. Şehir veya şehirleri nasıl hazırlayacağımız ve bu hazırlıkları nasıl genelleştireceğimiz üzerinde düşünmeyi şu andaki durumumuz gerekli kılmaktadır.

Kitle çalışmalarımızı geliştireceğiz ama bunu Halk Savaşı içinde yapacağız. Bunları yapıyorduk ve yapmaya devam edeceğiz. Şehirlerdeki faaliyetlerin önemli olduğunu düşünüyoruz ve bu çalışmalarımız çok daha ileriye götürülmelidir.

Çünkü proletarya şehirlerde yoğunlaşmıştır ve onları revizyonistlerle oportünistlerin ellerine bırakmaya niyetli değiliz.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu