Güncel

Başkan Gonzalo | “Başkan Gonzalo otuz yıl hapis yattıktan sonra yaşamını yitirdi”

Afganistan Komünist (Maoist) Partisi yaptığı açıklama ile Başkan Gonzalo'nun Peru devleti tarafından katledilmesini kınadı

Başkan Gonzalo otuz yıl hapis yattıktan sonra yaşamını yitirdi” başlıklı açıklamada, “Abimail Guzman (Gonzalo) neredeyse otuz yıl hapis yattıktan sonra 86 yaşında yaşamını yitirdi. Peru Komünist Partisi’ni otuz yıldan fazla bir süre yönetti ve 1992’de tutuklanmadan önce 10 yıl Peru’daki Halk Savaşı’na liderlik etti. Ancak, sağ oportünist çizginin ortaya çıkması nedeniyle Peru’daki Halk Savaşı yenildi. Ancak bu, Çin devriminin yenilgisinden sonra dünyada komünizmin (Marksizm-Leninizm-Maoizm) yeniden canlanmasında Gonzalo liderliğindeki Peru Komünist Partisi’nin tarihsel önemi ve kalıcı rolünü azaltmaz. 1960’ların ortasından 1970’lerin sonlarına kadar Gonzalo, Deng ve Hoca revizyonizmine karşı mücadelede önemli bir rol oynayarak Mao Zedong Düşüncesi’nin fikirlerine dayanarak Peru Komünist Partisi’ni kurdu.” sözlerine yer verildi.

“Gonzalo ve liderliğindeki parti, 1980’lerin başında Peru’da Halk Savaşı’nı başlattı. El Diario, Gonzalo ile yaptığı ünlü röportajda, o, “Halk Savaşı’nı biz başlattık ve Halk Savaşı, Maoizm anlayışımızı genişletti ve yeni nesil deneyimli kadrolar yetiştirmeyi ve yeni bir halk gücü yaratmayı başardık” demişti.” denilen açıklamada, Peru’daki Halk Savaşının, emekçi kitlelerin geniş bir kesimini devrimci mücadele yoluna soktuğu, kurtarılmış bölgelerde, PCP liderliğinde, proletaryanın ve köylülüğün siyasi gücünü kullanmak için Halk Komiteleri kurulduğu, bu alanlarda, feodal toprak mülkiyeti kaldırıldığı ve toprağın dağıtıldığı ve hem köylü erkeklere hem de kadınlara eşit mülkiyetin sağlandığı toprak reformunun yapıldığı özellikle kadınların ve yerli halkların toplumsal ve siyasal kurtuluşuna ilişkin devrimci toplumsal reformların gerçekleştirildiği, Halk Savaşı’nın ilerici ve özgürleştirici potansiyelinin, devrimci kadınları, Halk Ordusu ve komünist kadınların parti merkez komitesi ve politbüro da dahil olmak üzere her düzeyde liderlik rolü oynadığı Parti saflarına çektiği ifade edildi.

tkpml.com‘da yer alan açıklamada şunlar kaydedildi:

“PCP önderliğindeki Peru’daki Halk Savaşı, Marksizm-Leninizm-Maoizm’in küresel tanıtımında önemli bir rol oynadı, komünist mücadele ruhunu yükseltti ve Devrimci Enternasyonalist Hareketin devrimci prestijini büyük ölçüde artırdı…

Ayrıca, Başkan Gonzalo liderliğindeki Peru Komünist Partisi, 1986 parti kongre belgesinde Maoizm’in proleter devrimci bilim ve ideolojinin üçüncü aşaması olarak kabul edilmesinde önemli bir rol oynadı. Bu, “Yaşasın Marksizm-Leninizm-Maoizm” belgesinin kabul edildiği 1993 genişletilmiş DEH toplantısının yolunda önemli bir kilometre taşıydı.

Ne yazık ki, 1992 yılında Başkan Gonzalo’nun tutuklanmasıyla Komünist Parti ve Halk Savaşı ciddi gerilemeler yaşadı. Yoldaş Gonzalo’nun, mücadelenin devamı için çağrıda bulunduğu kafesin içinden yaptığı tarihi konuşması, bu aksiliklere bir yanıttı; ancak, gerilemenin Parti ve Halk Savaşı için zararlı sonuçlarını gideremedi. Diğer parti kadrolarının tutuklanmasıyla birlikte parti içinde ve hapishanelerde, rejimle Halk Savaşı’nı sona erdirmek için pazarlık arayışında olan sağ oportünist bir çizgi ortaya çıktı. Bunun ardından, PCP ve Halk Savaşı önemli ölçüde zayıfladı ve parti, Halk Savaşı’nın gerilemesine yol açan iç bölünmeler ve iç çekişmelere maruz kaldı. Öte yandan partinin, Marksizm-Leninizm-Maoizm’in Peru bağlamında yaratıcı bir uygulaması olarak tanımlanan “Gonzalo Düşüncesi” formülasyonu, başka hiçbir DEH üyesinin kabul etmediği ciddi sapmalar içeriyordu. “Gonzalo Düşüncesi”ne ek olarak, Mao’nun katkısına Marx ve Lenin’in katkılarından daha çok önem veren Peru Komünist Partisi’nin öne sürdüğü “esas olarak Maoizm” tezi ciddi bir sapmaydı.

Afganistan Komünist(Maoist) Partisi çok sayıda makalesinde, Peru Komünist Partisi’nin “Gonzalo Düşüncesi” ve “esas olarak Maoizm” arasındaki sapmayı vurguladı, çünkü biz Avakianist post-MLM revizyonizmine ve Prachanda-Bhattarai revizyonizmine karşı bir duruş sergiledik.

1990’ların ortalarında Peru Komünist Partisi’nde ortaya çıkan ve Halk Savaşı’nın yenilgisine yol açan ciddi sapma ve sağ oportünist çizginin ortaya çıkmasından önce, parti uluslararası harekette iki yıldan fazla bir süre boyunca öncü bir rol oynadı. Peru’daki Halk Savaşı, 1980’lerde uluslararası komünist hareket için bir cesaret ve güç kaynağıydı ve teorik ve pratik başarıları, uluslararası komünist hareketin teori ve pratiğini zenginleştirdi. Başkan Gonzalo’nun tutuklanmadan önce Komünist Partiye liderlik etme ve Halk Savaşı’nı ilerletme konusundaki son derece değerli rolü göz ardı edilemez.

Gonzalo’nun 1992’de tutuklanmasının ardından Devrimci Enternasyonalist Hareket, Gonzalo’nun hayatını savunmak için uluslararası bir kampanya başlattı. Proleter enternasyonalizmi ruhu içinde, komünist bir lideri savunmak için tarihsel olarak unutulmaz bir kampanya haline geldi. Öte yandan yoldaş Gonzalo’nun 30 yıl hapis yattıktan sonra ölümünün vurguladığı şey, Peru’daki gerici rejimin, Perulu kitlelere kölelik ve baskı dayatan ABD emperyalizminin suç ortaklığıyla oynadığı baskıcı rolüdür. Yoldaş Gonzalo’nun otuz yıllık hapis cezasına dayanmakta olan devrimci mücadelesi, Peru halkının devrimci mücadelelerinde örnek teşkil edecektir. Yoldaş Gonzalo’nun otuz yıllık acılara katlandıktan sonra hapishanede ölümü, gericiliğe ve emperyalizme karşı mücadelenin, devrimci komünistlerin katlanmaya hazır olduğu fedakarlık ve zorluklar gerektirdiği mesajını veriyor.”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu