Güncel

Basın | “Gazeteciliği de gerçeği de boğamayacaksınız”

Basın meslek örgütleri, AFP foto muhabiri Bülent Kılıç şahsında gazetecilere yönelik saldırılara ve mesleklerini yapmalarinin engellenmesini İstanbul Valiliği önünde tepki gösterdi.

15 basın meslek örgütü gazetecilere yönelik uygulanan işkenceyi protesto etmek için İstanbul Valiliği önünde bir araya geldi. Son dönemde bütün hak arama eylemlerinde gazetecilerin saldırıya uğradığına dikkat çeken basın-meslek örgütleri, İçişleri Bakanlığı genelgesi sonrası bu şiddetin arttığına dikkat çekti.

Polis, Cumartesi günü İstanbul’da düzenlenmek istenen 19. LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’nde Fransız haber ajansı AFP’nin foto muhabiri Bülent Kılıç’ı boğazına basarak gözaltına aldı. Aynı eylemde pek çok gazeteci polis işkencesi ile karşılaştı, meslekleri icra etmeleri engellendi.

Avrupa Gazeteciler Birliği (AEJ) Türkiye Temsilciliği, Basın Konseyi, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği, Diplomasi Muhabirleri Derneği, DİSK Basın-İş, Ekonomi Muhabirleri Derneği, Gazeteciler Cemiyeti, Haber-Sen, İzmir Gazeteciler Cemiyeti, Parlamento Muhabirleri Derneği, Samsun Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Foto Muhabirleri Derneği, Türkiye Gazeteciler Sendikası ve Türkiye Haber Kameramanları Derneği ve çok sayıda gazeteci Türkiye Gazeteciler Sendikası önünden İstanbul Valiliği önüne, “Basın boğulamaz, özgür basın susturulamaz, nefes alamıyoruz” sloganları ile yürüdü.

Valilik önündeki eylemde ilk olarak, 19. LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’nde işkenceyle gözaltına alının AFP foto muhabiri Bülent Kılıç konuştu. Bazı gazete ve televizyonların yaşanan saldırıyı haberleştiremediğini söyleyen Kılıç, “Bir doktor saldırıya uğradığında bütün hekimler karşı çıkıyor. Gazetecilerin de bunu yapabilmesi gerekiyor. Bir gazetecinin dövülmesine, ezilmesine sahip çıkılmayacak nokta neresi ben çok merak ediyorum” dedi.

Kılıç, “Bu bir gazetecilik davası, buna sahip çıkanlara çok teşekkür ederim. Burası Babıali, ilk basın kurumları burada kuruldu, burada bir araya geldiler, burada haksızlıklara karşı çıktılar” diye konuştu.

Boynuna basarak nefes almasını engelleyen polislerin hala görevde olduğunu belirten Kılıç, “Hanginiz kendinizi gerçekten güvende hissedeceksiniz. Böyle bir şey bir daha başınıza gelebilir. Gelmemesi için bu cezasızlık durumun ortadan kalkması gerekiyor” dedi.

Kılıç’ın ardından basın açıklamasını Filiz Gazi okudu. Anayasa ile güvence altına alınan protesto hakkının fiilen yasaklanmış durumda olduğuna dikkat çeken Gazi, “Geçim sıkıntısı yaşayan, haksızca işten atılan, mahallesine, ormanına, denizine sahip çıkmak isteyen, kimliklerine saldırılmasına karşı çıkan insanlar polis ve jandarma şiddetine uğruyor, seslerini duyuramıyor. İşte hakkını aramak için sokağa çıkan bu yurttaşları haberleştirmek gazetecinin kamusal görevidir” dedi.

Gazetecilerin mesleklerini yaparken ağır şiddetle karşı karşıya kaldığını vurgulayan Gazi, gazetecilere dönük baskıların İçişleri Bakanlığının gösteriler sırasında polislerin görüntülerinin alınamayacağına yönelik genelgesi sonrası daha da tehlikeli bir hâl aldığına dikkat çekti.

Gazi, şöyle devam etti: “26 Haziran Cumartesi günü LGBTİ+ bireylerin ve onlara destek veren yurttaşların düzenlemek istediği onur yürüyüşüne müdahale eden güvenlik görevlileri, uygulanan şiddeti kayda almak isteyen AFP Fotomuhabiri Bülent Kılıç’ı yere yatırıp boyuna bastırarak nefessiz bırakmak istedi. Güçlükle ‘Nefes alamıyorum’ diyebilen Bülent Kılıç ölümden döndü.

“Amerika’da bir polis tarafından aynı yöntemle öldürülen George Floyd’un görüntüleri tüm dünyada infial yaratmışken, ülkemizdeki güvenlik güçlerinin bunu örnek alırcasına şiddet uygulaması hepimizi derinden endişelendirmektedir.

“Aynı gün başka meslektaşlarımızın da işlerini yapmaları engellendi. Darp edilen, taciz edilen, çektikleri görüntüleri silmek zorunda bırakılan meslektaşlarımız oldu. Kolluk güçleri bu kanun tanımaz uygulamaları ile halkın gerçekleri öğrenme hakkını engellemektedir. Nefessiz bıraktıkları yalnız meslektaşımız değil, halkın haber alma hakkıdır.

“Bu şiddet dalgasının amacı medya çalışanlarını bezdirmek ve görevini yapmaktan uzak tutmak ise, bu amaca ulaşmanın mümkün olmadığını bir kez daha, gür bir sesle haykırıyoruz. Gazetecilik suç değildir ve bizler gazetecilik yapmaya devam edeceğiz. Gazetecilere şiddet uygulanmasını kanıksamayacağız, asla kabul etmeyeceğiz! Bu insanlık dışı yöntemlerde ısrar etmeyi düşünen memurları da uyarıyoruz: Cezasızlık zırhına güvenmeyin! Size bu kanunsuz emri verenlerle birlikte mutlaka yargılanırsınız! Gazeteciliği boğmanıza izin vermeyeceğiz!”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu