GüncelManşet

Barış Anneleri: “Herkes Gever’e gelip yaşanılan acıları görmeli”

Gever: 13 Mart günü başlayan ve 7 Haziran günü sona eren sokağa çıkma yasağının ardından yakılıp yıkılan Gever ile dayanışma sürecinde sürecinde  Riha’dan gelen Barış Anneleri de yer alıyor.

Devletin katliam gerçekleştirdiği yakıp yıktığı Gever’de dayanışma ve inşa süreci sokağa çıkma yasağının sona erdiği günden beri sürüyor.  Bu süreçte bir çok insan gönüllü olarak Gever’e gelerek sürece katkıda bulunuyor. Yeni Demokrat Kadın, KJA, Yeni Demokrat Gençlik gibi bir çok kurum da sürece dahil olurken Riha Barış Anneleri Meclisi de gelerek dayanışma sürecinde yer aldı.

Riha Barış Anneleri Meclisi içerisinde yer alan Bozova İlçe Eş Başkanı Fatma Doğan neden Gever’de olduklarını şu sözleriyle gazetemize açıkladı:“Gewer’de insanlar katledildi, evler yakılıp yıkıldı. Biz de Gever’e gelip kendi gözümüzle görmek istedik.” Doğan, burada büyük bir zulmün yaşandığını, herkesin Gever’e gelip bunu görmesi gerektiğini ifade ederek Kürdistan’da 30 yıldır savaşın yaşandığını belirtti ve son süreçte yaşanan savaş ortamının ise Kürt halkına çok büyük acılar yaşattığını vurguladı.

“Osmanlı’dan beri Kürt düşmanı zihniyet hiç değişmedi”

Gever’de bütün halkın evlerinin yakılıp yıkıldığını, viraneye çevrildiğini gördüklerini aktaran Doğan, “Zaten yüzyıllardır Kürt halkı büyük bir zulüm ve baskı altındadır. Asimilasyonla yok edilmeye çalışılmaktadır. Bu son süreçte tamamen soykırım amacıyla Kürdistan halkının üzerine gelinmiştir” dedi.

Kürtlerin tarihleri boyunca çok büyük acılar yaşadığını, Irak’da, Suriye’de, İran’da, Türkiye’de yani dört parça Kürdistan’da çok büyük acılarla yoğrulduğunu ifade eden Doğan,  Türk devletinin insanların üzerine bu kadar geleceğini, bu kadar büyük acıları Kürtlere reva göreceğini kimsenin tahmin etmediğini belirtti. Katliamcı zihniyetin bu devletin kökeninde var olduğunu ve Osmanlı’dan beri zihniyetin hiç değişmediğini ifade eden Doğan, bu düşmanca tutumun halkları uzaklaştırdığına, halkların barışını da zora soktuğuna dikkat çekti.  Doğan, iki buçuk senelik “çözüm süreci” ile Kürt halkının oyalandığını, büyük bir yalanla avutulduklarını sözlerine ekledi.

Gewer gözlemlerini aktaran Doğan, “İnsanların malı yok olmuş, evleri yerle bir olmuş. Her şeyleri, hatıraları, eşyaları enkazın altında kalmış. Buna tabiî ki üzülüyorlar ama onların en çok üzüldüğü nokta gençlerin yok olmasıdır, ölmesidir. O canların bir daha geriye gelecek olmamasıdır. Bu çok büyük acıdır. Bu insanlar bunları nasıl unutacak? İnsanların psikolojileri nasıl düzelecek? Bunu vicdanı olan insanların düşünmesi gerekiyor” dedi.

İnsanların buraya gelip bu halkın yaşadıklarına tanık olarak, yaşamın yeniden hep birlikte inşa edilmesi gerektiğini vurgulayan Doğan, son olarak bu süreçte atılacak ilk adımın PKK lideri Abdullah Öcalan’ın özgürleştirilerek karşılıklı masaya oturulması gerektiğini sözlerine ekledi.

“Batı’da yaşayan insanlar Gewer’e gelip bu yaşananları görmeli”

Sonrasında sohbet ettiğimiz Barış Anneleri’nden Yüksel Şahin, Gever’e insanların acılarını paylaşmaya geldiklerini ve gördüklerinin kendilerini çok derinden yaraladığını ifade ederek sözlerine başladı.

Gever’de gördüklerinde bilinçli bir şekilde çoğu evin yakılıp yıkıldığını ama bazı evlere de ufak hasarların verildiğinin bunu da sistemin bir oyunu olduğunu belirten Şahin, devletin halkı birbirine kırdırmayı, birbirine düşürmeyi hedeflediğini ama Kürt halkının artık uyandığını, bundan sonra daha birleşmiş bir şekilde mücadele edeceğini vurguladı.

Batı’da yaşayan insanlara çağrıda bulunan Şahin, Gever’e gelip halkın yaşadıklarını, acılarını herkesin görmesi gerektiğini ifade etti.

“Askeri darbe değil ama sivil darbe yapıldı”

Herkesin askeri darbeyi konuştuğunu fakat AKP’nin 7 Haziran’dan itibaren sivil darbe gerçekleştirdiğini hatırlatan Şahin, “Son süreçte yaşanılanlar bize yapılan sivil darbeyi çok net göstermiştir. Biz Kürt halkı olarak bu yapılanları darbe olarak kabul ediyoruz” dedi.

Askeri veya sivil darbe olsun hepsinin aynı bayrak altında birleştiğini ifade eden Şahin, ne olursa olsun Kürt halkının iradesinin asla teslim alınamayacağını vurguladı.

Şahin, devletin evleri yıkılan ailelere gidip “Bu evinizi terör örgütü bu hale getirdi, böyle demeniz gerekiyor” diye tehdit ettiğini Gever halkı tarafından da “Düşmanımızı da burayı yakıp yıkanı da çok iyi biliyoruz” cevabının verildiğini belirtti.

Gever’de hala devletin zırhlı araçlarıyla sokaklarda gezdiğini, halkı taciz ettiğini dile getiren Şahin, halk üzerinde psikolojik bir baskının oluşturulduğunu sözlerine ekledi.

Şahin son olarak “Artık herkes uyanmalı, el ele vermeli, bu katliamlara, zulümlere dur demeli” diyerek sözlerini tamamladı.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu