H.Merkezi: CDU, CSU ve SPD büyük koalisyon Hükümetinin davetiyle 28- 29 Eylül 2018 tarihleri arasında Almanya’ya resmi bir ziyarette bulunacak.
“Milyonlarca insan Erdoğan iktidarını ve Onun Almanya’ya gelmesini istemiyor.”
“O bir diktatör, O bir insan hakları düşmanı, O bir inanç özgürlüğü düşmanı, O bir Alevi düşmanı, O bir Kürt düşmanı, O bir Hristiyan, Yahudi, Ezidi ve Ateizm düşmanı,O bir kadın düşmanı, O bir işçi düşmanı, O bir özgürlük ve demokrasi düşmanı, O bir basın özgürlüğü düşmanı, O en büyük IŞİD destekçisi” denilen açıklamada 15 Temmuz 2016 tarihinde yapılan darbe girişiminden sonra, OHAL’le birlikte açık faşizme geçen AKP, çıkardığı KHK’larla sınırsız bir devlet terörü uygulandığının “FETÖ ile mücadele” kisvesiyle tüm muhalif kesimlere, devrimcilere, ilerici ve demokratlara saldırıldığının 15 Temmuz sonrası çıkartılan OHAL’den bu yana 49 bin 697 kişinin tutuklandığının, 55 bin kişinin tutuksuz yargılanmak üzere hakkında davalar açıldığının altı çiziliyor.
Açıklamada şu sözlere yer veriliyor:
“152 gazeteci tutuklanırken, Demokratik Bölgeler Partisi’nin sahip olduğu 102 belediyeden 93’üne kayyum atanmış, 65 Belediye Başkanı ise tutuklanmıştır. AKP bu dönemde T. Kürdistanı illerinde 83 kez sokağa çıkma yasağı uygulamıştır. HDP’in 10 milletvekili tutuklu durumdayken, en az bir o kadar milletvekilinin de milletvekillikleri düşürülmüştür.
AKP iktidarı boyunca hapishanelerin sayısı sürekli artarak 350 olmuştur. Hapishanelerde 138 bin 235 hükümlü, 85 bin 216 tutuklu olmak üzere 223 bin 451 kişi kalırken, hapishanelerde anneleriyle kalan 658 çocuk da bulunmaktadır. 69 bin öğrencinin bulunduğu Türkiye hapishaneleri bu alanda dünyada birinci sıradadır. AKP’nin 15 yıllık iktidarı döneminde 2500’in üzerinde insan hapishanelerde hayatını kaybetmiştir.
AKP’nin hükümete geldiği 2002 yılından 2018 yılı arasında 14.500 kadın erk’ekler tarafından öldürülmüş, katillere göstermelik cezalar verilerek, devlet tarafından korunmuştur. Aynı şekilde her yıl onlarca LGBTI homofik politikalar sonucunda katledilmiş ve onlarcası tutulanmıştır. Sadece 2018 yılının ilk dokuz ayında 150 işçi iş kazalarında hayatını kaybetmiştir. Onlarca işçi grevi yasaklanarak, işçilerin direnişi bastırılmıştır.
Erdoğan 24 Haziran 2018 tarihinde yapılan erken genel seçimlerini hileyle kazanan bir diktatördür. Erken genel seçimde, her türlü baskı ve zorbalığı uygulayan Erdoğan, HDP’nin seçimde barajı aşmaması ve Selahattin Demirtaş’ın Cumhurbaşkanlığını kazanmaması için tüm devlet olanaklarını kullanarak, büyük bir terör estirdi. HDP il ve ilçe binalarına saldırarak, HDP çalışanlarının linç edilmesi için silahlı para-militer güçlerini devreye soktu. Seçim bittiği gece bu silahlı para-militer güçlerini sokaklara çıkartarak, seçimlere itiraz durumunda olası bir katliam yapmayı dahi planladı.
“Erdoğan seçim sonrası ülkeyi açık hapishaneye çevirdi”
ATİK açıklamasında Türkiyenin bugün açık bir hapishane olduğu, Türkiye’de insanların her an işten atılacağı, tutuklanacağı, ya da öldürülebileceği korkusuyla yaşadığı, yurt dışından Türkiye’ye izine giden yüzlerce insan sosyal medya hesaplarında sırf Erdoğan’ı eleştirdikleri için tutuklandığı, Türkiye’de on binlerce insanın yaşam güvencesi olmadığı için ülkeyi terk ettiği belirtiliyor.
Açıklama şu sözlerle sona eriyor:
“Türkiye’de Sünni İslam inancı dışında başka inançlara sahip insanların ibadet özgürlükleri kalmamıştır. Aleviler, Ezidiler, Hristiyanlar, Yahudiler ve Ateistler hala AKP ve Erdoğan’ın saldırılarına maruz kalmaktadır.
Erdoğan, Suriye iç savaşında IŞİD, El-Nusra gibi en gerici faşist ve teröristleri desteklemiş, haksız savaşı boyutlandırmış ve bu savaştan dolayı milyonlarca insan ülkesinden göç etmek zorunda kalmıştır. Erdoğan’ın talimatıyla Türkiye, İdlib üzerinden IŞİD’e aktardığı silah ve lojistik destekle bir kez daha açık taraf ve suçlu olduğunu göstermiştir. Erdoğan, Türkiye’de bulunan milyonlarca göçmeni sürekli bir tehdit olarak kullanmaktadır. Avrupa ülkeleri ve Almanya, göçmenlerin kendi ülkelerine gelmemesi için Erdoğan’a taviz üstüne taviz vermeye devam ediyorlar. Göçmenleri büyük bir tehlike gören Almanya, Erdoğan’ı bir kurtarıcı gibi göstererek ona her türlü desteği vermekten geri kalmıyor.
Biz, Almanya’da yaşayan Türkiyeli göçmenler, Alman emekçiler, ilerici ve demokrasi güçleri, yerli ve göçmen kadınlar ve gençler olarak Erdoğan gibi suçları kabarmış faşist bir diktatörün buraya davet edilmesini asla kabul etmiyoruz. İnsan haklarından yana olan, sosyal, siyasal ve inançsal özgürlükleri savunan herkesi Erdoğan’ın iktidarının yıkılması ve Almanya’ya gelmesinin güçlü bir şekilde protesto edilmesi 28 Eylül Berlin, 29 Eylül Köln’de düzenlenen ortak yürüyüşlere katılmaya çağırıyoruz.
ATİK- Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu
Yeni Kadın
Yürüyüş Tarih ve Yerleri ise şöyle:
Berlin: 28 Eylül 2018 Saat: 16.00 Yer: Postdamer Platz
Köln: 29 Eylül 2018 Saat: 11.00 Yer: Deutzer Werft