GüncelManşet

HDP’den tutuklu vekillere ilişkin açıklama

H. Merkezi: Halkların Demokratik Partisi Milletvekilleri bugün sabah saatlerinde, siyasi soykırım operasyonlarına ve tutuklu milletvekillerine ilişkin bir açıklama yaptı.

Meclis önünde gerçekleştirilen açıklama da HDP Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım ve HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yapılan konuşmalar da Ana Yasa Mahkemesi (AYM)’nin bu süreçte kendi ilkelerini de çiğneyerek sessiz kaldığı vurgulanırken, Enis Berberoğlu’nun tutuklanmasının ardından başlatılan sürecin bir bütün olarak demokratik siyasete sahip çıkabilmesi temennisinde bulunuldu.

Bugün meclis önünde gerçekleştirilen açıklama da HDP Genel Başkan Vekili ve Muş Milletvekili Ahmet Yıldırım darbe mekaniğinin devrede olduğunun üzerinde durdu. Yıldırım, “Biz çok iyi biliyoruz ki mesele sadece 4 Kasım 2016’dan beri milletvekillerinin tutuklanması ile başlayan bir süreç değildir. Mesele demokratik siyaseti ortadan kaldırmaya çalışan meşru siyasetzeminine darbe indirmeye çalışan bir darbe mekaniği ve mantığıdır. O da öyle bir günde planlanıp olabilecek bir şey değildir. Bizim şu anda bir siyasi kriz olarak tanımladığımızbu süreç, 30 Ekim 2014 günü yapılan ve Cumhuriyet tarihinin en uzun Milli Güvenlik Kurulu’nda planlanmış olan darbe planlaması ve mekaniğidir. Planlama o gün yapıldı. 7 Haziran seçimlerinin sonuçları beklendi.” dedi.

“Darbe mekaniğinin faturası 80 milyona”

Ahmet Yıldırım gelecek olan sürece dair nasıl bir yol izlenilmesi gerektiği konusundaki düşüncelerini de belirterek konuşmasına şu şekilde devam etti. Yıldırım, “Eğer siyaset kurumu bundan sonrada buna sahip çıkmazsa bu darbe mekaniğine karşı toplumsal muhalefet ile birlikte bir mücadele işine girişmezse veya sadece bu işi seçimler, referandumlar, oy oranları üzerinden basit bir hesap üzerinden kurgularsa bu ülkedeki darbe mekaniği ortadan kaldırılamaz. Siyaset demokratikleştirilemez sivil demokratik meşru siyasete de alan açılamaz.” dedi.

Yıldırım ülkenin son iki, iki buçuk yıldır kötüye gittiğini, “Bu darbe sürecinin en büyük mağduruyuz diye bugün diğer partilere sıçramış diye bugün sevinecek değiliz. Çünkü belli bir azınlığın darbeci olarak ön plana çıkıp planlamış olduğu bu sürecin mağduru 80 milyon insandır. Faturasını 80 milyon insan ödemektedir. Bu ülke bu darbe mekaniği devreye konulduktan beri iki yakası bir araya gelmemiş gün yüzü görmemiş içte ve dışta ciddi bir imaj ve itibar erozyonuna uğramıştır.

Kim diyebilir ki bu ülke iki, iki buçuk yıl öncesine göre ekonomik anlamda daha güçlüdür, uluslararası toplum nezdinde daha itibarlıdır, bu ülkenin insanları yarınlara daha güvenle bakabiliyor. Ülke adım adım bir kaosa bir felakete doğru yürüyor.” sözleriyle vurguladı.

Demokrasi ve siyasete darbe

Konuşmasını tamamlayan Ahmet Yıldırım sözü HDP Anayasa Komisyonu Üyesi ve Mardin Milletvekili Mithat Sancar’a bıraktı.

Sancar anayasa değişikliğinin içeriği itibari ile bir darbe olduğunu, “Dokunulmazlıkların kaldırılması gündeme geldiğinde özellikle iki şeyin altını çizmeye çalıştık bu yapılan darbe operasyonunun yeni bir aşamasıdır dedik. İkinci olarak ise demokrasi güçlerinin en geniş şekilde bir araya gelmesinin zorunlu olduğunun altını çizdik. O günlerde bu söylediklerimiz parlamento da yeterince yankı bulmadı. Özellikle ana muhalefet partisinin bu konudaki tutumu hepimizin malumudur. Yargının çöktüğü her hangi bir adalet ölçütünün her hangi bir evrensel kuralın dikkate alınmadığı bir ortamda iktidara muhalefet partileri üzerinde sınırsız tasarruf etme yetkisi tanıyan bir anayasa değişikliğinin demokrasi ve siyasete darbeden başka bir anlamı olamazdı.” sözleri ile anlattı.

AYM’nin kendi özel kararlarına ve ilkelerine uymadığını belirten Sancar, “Başka felaketlerde yaşandı bu ülke de 4 Kasım. 4 Kasım’da Eş Genel Başkanımız ile birlikte 12 milletvekilimiz gözaltına alındı ve tutuklandı. Ayrıca milletvekilliklerin düşürülmesi de bu planın diğer bir aşamasıdır. Şuan ne kadar  2 vekil arkadaşımızın vekilliği düşürüldü bundan sonra da bu yönteme devam edeceklerine dair işaretler yeterince ortada duruyor. AYM’ye çağrımız bizim kişisel talebimizden ibaret değildir. AYM’nin kendi içtihadı vardır, bu içtihat daha önceki yıllarda verilen bir ilke kararına dayanıyor. Balbay (Mustafa Balbay), Haberal (Mehmet Haberal) kararı olarak bildiğimiz bu içtihada göre milletvekilleri tutuksuz yargılanmalıdır.” Sözlerini kullandı.

“Siyasi darbe operasyonuna ortak tepki verilmelidir”

Sancar yapmış olduğu konuşmada haksızlıklara karşı mücadeleyi sürdürme çağrısı yapmak için AYM’ye gittiklerini anlatarak, “Sadece AYM önüne gitmemizin nedeni, adalet mekanizmasını sembolize edecek bir kurum varsa en yüksek yargı organı olarak AYM’dir. Oradan hem hukukçulara hem yargıçlara hem demokratik kamuoyuna bu haksızlıklara karşı mücadele etmenin kararlılıkla sürdürülmesi gerekliliğinin çağrısını yaptık. Hakimlere belki biraz kendi vicdanlarına yönelebileceklerini anlatmaya çalıştık. Ancak pek somut sonuç elde edebildiğimizi söyleyemiyoruz.” dedi.

Mithat Sancar konuşmasını, “Bugün eğer bir doğru yapılıyorsa geçmişteki hataları gerekçe göstererek bir çizgi atmak doğru değildir. CHP’nin Genel Başkanı’nın Enis Berberoğlu’nun tutuklanması dolayısıyla başlattıkları yürüyüş geçte olsa doğru bir tepkidir. Bu doğruyu güçlendirmenin şartı sadece kendi partilerinin kendi vekiline ve başka vekillerine yönelecek olması değil bütün tutuklu milletvekillerine ve bir bütün olarak demokratik siyasete sahip çıkma iradesi göstermesiyle olur. Eğer bu yürüyüş şimdi Türkiye’deki demokrasi güçlerinin Bu yaşadığımız siyasi darbe operasyonuna ortak tepki verme iradesini güçlendirirse önümüzde önemli fırsatlar olacaktır. Bu dikta rejiminin uygulamalarını durdurmak ve Türkiye’de demokrasiye giden yolu yeniden açmak açısından.” sözleriyle sonlandırdı.

Yapılan konuşmaların ardından AYM önünde HDP’nin yapacağı oturma eylemine çağrı yapılarak açıklama sonlandırıldı.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu