EmekMakaleler

EMEK | Seçimler bitmiştir: Sıra zamlarda!

"AKP iktidarının 2018’in ikinci yarısında döviz kriziyle başlayan, daha sonra enflasyon, zam ve işsizlik ile devam eden sürece yönelik herhangi bir müdahalede bulunamaması(Çare olamaması) bu seçimin mutlak kazananı ve kaybedeni olmasına zemin hazırladı"

23 Haziran 2019 yenilenen İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçiminde Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu’nun 800 bin gibi bir farkla galibiyetiyle sonuçlandı. Bu sonuçlar üzerinde pek çok tartışma dönecek, tahlil yapılacak ancak bu galibiyeti getiren temel etmenin ‘ekonomi’ olduğunun da birçok kişi farkına varacak.

Son seçimde seçmen, verdiği mesajlarla AKP iktidarının ekonomi başta olmak üzere pek çok problemle boğuşamadığını fark ettiği mesajını vermiş oldu.

AKP iktidarının 2018’in ikinci yarısında döviz kriziyle başlayan, daha sonra enflasyon, zam ve işsizlik ile devam eden sürece yönelik herhangi bir müdahalede bulunamaması(Çare olamaması) bu seçimin mutlak kazananı ve kaybedeni olmasına zemin hazırladı.

Seçimden birkaç ay önce doların önlenemez yükselişi ve 7’yi bulan kuru karşısında Merkez Bankası ile Ekonomi Bakanı damat Berat Albayrak’ın günü birlik politikalarının çözümsüzlüğü ilk süreçti.

Bakanlığın ardı ardına açıkladığı paketler bu krizi engelleyemiyor, son açıklanan Yeni Ekonomi Paketi de(YEP) çözüm olarak krizin yükünün emekçi halkın sırtına yükleneceğinin işaretini vermiş oluyordu.

Seçime giden süreç;

31 Mart’ta ki mahalli idareler seçimlerine girilen süreç aslında bu ekonomik durgunluk, ve gerilemenin zamanına denk gelmiş oldu. Hatırlanacağı üzere 2018’in Temmuz ayında başlayan, önlenemez Dolar kuru artışı ilk olarak ithalat yapan firmaları vurmaya başladı. Küçük işletmeler girdilerde artan maliyetlerle mal alamaz duruma gelerek, küçülmelere gittiler.

Küçük işletmelerin ardından büyük firmalar da bu ‘küçülme’ kervanına katıldı. Birçok işletme bu yükün altında kalamayarak konkordato ve hatta iflaslarını açıkladılar. Hali hazırda AKP iktidarı döneminde üretimin bitirilmesi ve ithalata dayalı ekonomi modeli bu süreçten çok fazla etkilenilmesine vesile olmuş oldu. ,

Emekçi halk ise bu küçülmelerden payını işsizlik olarak almış oldu. Kriz var olduğu haliyle emekçinin sofrasını vururken, bir de işsizlik ile daha da sınanmış oluyordu.

AKP iktidarı ise bu sonuçlara karşı geliştirecek bir formülü olmamasından dolayı yönünü seçim odaklı ‘çözümlere’ çevirdi. Ardı ardına açılan tanzim satış noktaları da bu politikanın ürünü olarak kaldı.

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan her ne kadar bu tanzim satışların ‘seçime yönelik’ olmadığı iddia etse de gerçek böyleydi. Nitekim 31 Mart seçimlerinde büyükşehirlerde alınan ‘hezimetler’ de bunu doğruladı. Yenilenmesi öngörülen İstanbul haricinde kurulan tanzim noktalar tek tek kapatıldı.

 

31 Mart ve sonrası: Ötelenen ekonomi

31 Mart seçimleri, seçim sonuçlarından AKP’nin seçimlerden yara alarak çıktığı bir garanti. Bu yaraya sebep olan asıl darbe de ekonomi olmuştur.

Secim sonrası süreç ise AKP iktidarının seçime kadar ötelemeye çalıştığı zamların, vergi ağlarıyla ayakta tutmaya çalıştığı şirketlerin ve üstünde oynanan oranların sırayla patlamaya başlangıcı olmuştur. Son olarak 23 Haziran’da tekrarlanan İstanbul seçiminin ardından sırasıyla Motorine, çaya, elektriğe, şekere ve doğal gaza yüzde 10’ların üstünde zam getirilmiştir. Bu perşembenin gelişi çarşambadan bellidir deyimi gibi gelmesi garanti olan bir şeydi.

Bu zamlar ise sadece başlangıçtır.

AKP’nin 200 8sonrasi süreçte en çok yatırım yaptığı ve karşılığını beklerini inşaat balonu da seçim sonrası açıklanan oranlara göre %2.8 küçülerek, ekonomiye bir darbe daha indirmiştir.

Seçim sonrasına ötelenen bu darbelerin ertesinde ise Maliye Bakanlığı tarafından alınan kararla Merkez Bankası’nın “ihtiyaç akçesi’nın bütçeye aktarılması kararı alınmıştır.(ihtiyaç akçesi Merkez Bankası’nın ‘kefen parası olarak bilinir.

Merkez Bankası her yıl karının %20’sini bu fona aktarıyordu. Yeni kararla bu oran %10’a düşürülerek kalanın bütçeye aktarılması öngörülüyor) Bu kararla birlikte durumun vahameti daha net anlamıştır.

AKP iktidarının ekonomi başta olmak üzere devlet üzerinde ki yönetememe krizi de bu şekilde perçinlemiştir. Durum işçi, emekçiler için zordur, daha da fakirleşmedir.

Durum devrimciler için ise önemlidir.  Zaman bir an önce ayağa kalkıp, işçi sınıfının içinde olma zamanıdır. “Gökkubbenin altında müthiş bir keşmekeş var, vaziyet şahane!

Bir ÖG okuru

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu