GüncelManşet

673. HAFTA | “Failleri ‘meçhul’ değil, ‘meşhur’dur ve failleri devlettir!”

İstanbul: 673 haftadır Galatasaray’da buluşan kayıp yakınları bu kez 23 yıl önce 15 Şubat 1995’te gözaltında kaybedilen ve 110 gün sonra cenazesi kimsesizler mezarlığında bulunan Rıdvan Karakoç’un akıbetini sordu ve oğlu için adalet ararken yaşamını yitiren Asiye Karakoç’u andı. Yakınlarının “faili meçhul” değil “faili meşhur” olduğunu söyleyen aileler “Katilleri ayan beyan devlettir, devlet içindeki güçlerdir” dediler.

Galatasaray Meydanı’nda 673. kez buluşan kayıp yakınları, bugün 23 yıl önce 15 Şubat 1995’te gözaltında kaybedilen Rıdvan Karakoç’un akıbetini sordu. “15 Şubat 1995’te İstanbul’da gözaltına alındı, ailesi onu her yerde ararken, Emniyet’te parmak izi mevcutken, onun cansız bedenine 110 gün sonra Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı’nda ulaşıldı” denilen Karakoç için ilk olarak onunla yakın tarihte kaybedilen Hasan Ocak’ın abisi Hüseyin Ocak konuştu.

 

“Rıdvan’ın resimlerini teşhis ettiğimde ona işkence edilmişti”

“Rıdvan bizim yaşamımızda en az kardeşim kadar önemli bir yer tuttu” diyen Hüseyin Ocak, kardeşi Hasan’ı aradığı süreçte nasıl Rıdvan’a ulaştıklarını ve Rıdvan’ın işkence görmüş cesedini ilk görenlerden olduğunu anlattı. Cezasızlığa değinen Karakoç “Maalesef şuan dosyada bir adım bile ilerlenmiş değil. Bir tane bile yeni bir belge yok. 24 yıldır adalet arayışımız sürüyor. Rıdvan’ın resimlerini teşhis ettiğimde her yerine işkence edilmişti, Hasan’la ilgili ne varsa onda da vardı” dedi ve “Biz adalet mücadelesine devam edeceğiz” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.

 

“Failleri meçhul değil, meşhurdur”

Ocak’ın ardından söz alan Rıdvan Karakoç’un kardeşi Hasan Karakoç, 23 yıldır Galatasaray’da anaların yürek yakan seslerine şahitlik ettiklerini söyleyerek 23 yıllık adaletsizliğe isyan etti ve “23 yıldır sağır ve dilsizi oynuyorlar. 23 yıldır davamız adliyenin tozlu raflarında bekliyor” dedi. Bu ülkede binlerce faili meçhul olduğunu söyleyen Karakoç, aslında onların faillerinin meçhul değil “meşhur” olduğunu söyledi ve katilin devlet, devlet içerisindeki güçler olduğuna, devletin de bunları açığa çıkarmak zorunda olduğuna vurgu yaptı.

“Asiye Ana’yı, Kiraz Ana’yı, Güzel Ana’yı, onlarca insanı burada kaybettik” diyen Karakoç, eğer egemenlerin inandığı ahiret varsa, orada da onlardan şikayetçi olacaklarını ve her daim ellerinin katillerin yakasında olacağını vurguladı. Koşuyolu’nda çocukların öldürüldüğünü, Taybet Ana’nın cenazesinin günlerce sokakta bırakıldığını, cenazelerin buzdolabında bekletilmek zorunda kalındığını hatırlatan Karakoç, “Her tarafta savaş naraları atıyorsunuz sonra adalet diyorsunuz” diyerek egemenlerin ikiyüzlülüğüne dikkat çekti ve bin yıl geçse de adalet arayışlarının süreceğini ifade etti.

 

“Demokrasinin olmadığı yerde kimsenin yaşamı güvence altında değil”

Konuşmaların ardından haftanın açıklamasını İHD’li Gönül Sonbahar okudu. “673 haftadır Galatasaray’dan haykırıyoruz; hak ve özgürlükleri güvence altına almayan hukuk, hukuk değildir. Adaleti tesis etmeyen yargı, yargı değildir. İnsan haklarını, hukukun üstünlüğünü, toplumun huzur ve barışını hedeflemeyen yönetim, demokrasi değildir. Hukukun, adaletin ve demokrasinin olmadığı yerde hiç kimsenin yaşamı güvence altında değildir” diyen Sonbahar, Rıdvan Karakoç’un yaşadıklarını anlattı ve adalet mücadelesinin devam edeceğine değindi.

 

{gallery}cumartesi anneleri-673 hafta{/gallery}

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu