GüncelManşet

5 Haziran Gününe Dair Bir İzlenim

5 Haziran günü HDP’nin Amed’te yapacağı mitingi heyecanla beklediğim günlerde gencinden yaşlısına kadar herkes hazırlık yapıyordu. Hazırlıklar sırasında HDP İl binasına gelen bir ananın gözlerinde ki mutluluğu tarif edemem. Onun ”oy çawên te qurbanê Selo” sözlerini unutamam kim bilir şimdi nerede gözlerinin mutluluğunu yere seriyordur.

Çevremde ki herkes mitingin nasıl geçeceği ve kaç kişi geleceği üzerine tartışmalar yapıyordu.

Ve 5 Haziran günü geldi…

Sabah esnafın kendi imkânlarıyla komün yaparak kurduğu HDP seçim bürosuna gitmek için yola koyuldum. Bindiğim otobüste ki insanlarla seçim şarkılarını dinleyerek ve ara ara trafiğe takılarak alana doğru gidiyorduk. Herkes dışarıda heyecan ve coşku içerisinde sloganlarla alana doğru ilerliyordu. Otobüs miting alanı olan İstasyon Caddesinde durdu ve seçim bürosuna yürümek için indiğimiz anda gençler halaya durmuş yaşlılar sevinçle onları alkışlıyordu.  Seçim bürosuna geldiğimizde hep bir ağızdan ”bizler meclise, bizler HDP” diyorduk. Burada yaptığımız pasta ve börekleri yiyip kaçax çayımızı içtikten sonra miting alanına doğru yürüyüşe geçtik. O sırada annemin bir sözü geldi aklıma ”dikkat et kızım…”

İşte şimdi alandaydık ellerde dövizler bir tanesinde şöyle yazıyordu. ”Bombalarınızı Başınıza Yıkacağız” Alan dolup doluşmuştu. Kitle yığınla geliyordu. Herkes ”maaşallah bu ne güzellik” diyordu. Şarkılar açılıp halay çekiliyordu. Simit ve su satanların erzakları bitiyordu. Adımımızı zor atıyor, ”heval, yadê, xalo bi sekêne” diyorduk. O alanın birden kan ve gözyaşı içinde olacağını nereden bilebilirdik ki? Çok acı… Çok acı var ve bu halk çok direngen…

Arkadaşlarla sohbet ederken bir anda gürültülü bir ses geldi. Hepimiz ne oldu? derken bir tane daha gürültülü bir ses geldi. Bu sefer ki çok yakından… O mavi gökyüzüne koparak uçan kollar ve bacaklar… Ve patlamanın olduğu yerden uzaklaşmaya çalışan kitle üzerimize doğru geliyordu. İşte şimdi sahneden bir açıklama geldi ”sakin olun, trafo patladı.”

Orada ki herkes trafo olmadığını ve bomba sesinin nasıl bir ses olduğunu biliyordu. Herkes telaşlı fakat bir izdihama yol açmamak için birbirine dikkat ediyordu. El ele vermiş yaralılara yardıma koşuyorduk. Sahneden bir duyuru geliyordu ”hevalno yaralılara yol açın, ambulanslar gelecek”

Ve artık bomba olduğundan emin oluyorduk. Evet her şey burada bulanıklaşıyordu. Neden?

Alandan uzaklaşmaya çalışanlara bir toma bir toma daha geliyordu… Koşuyorduk, koşuyorduk ve koşuyorduk. Gaz bombaları, gaz bombaları ve gaz bombaları… Bombalanan halka gaz bombası atıyordu gaz bombacı kolluk güçleri… Her taraftan yuh sesleri ve ”Katil Erdoğan” denilmeye başlanıyordu.

Ah halkım diyen ”İbrahim Yoldaş” düşüyordu aklıma akan kan ve gözyaşlarıyla birlikte. Bir kadın yerde ve hareketsiz bacakları duruyordu, şoktaydı ve seferber olduk ona. Ve biraz sonra kapandı gözleri. Herkes üstünü çıkarıyor, yaralıların akan kanlarına tampon yapmak için ve kopmak üzere olan kollarına ve bacaklarına sarıyordu üstlerini. Biraz ileride bir kadın haykırıyordu ”İnadına Barış, Yeter artık Yeter!!!” diyordu. Tüylerim diken diken oluyor, yüreğim üşümeye başlıyordu. İşte biraz sonra Ofis semtine ilerlemeye başladık herkes gergin ama gözlerde hiçbir korku yoktu. Dedim ya bu halk çok direngen ve çok alışkan bu acılara… Trafik altüst olmuş, seçim arabası anons geçiyordu ”Yolu açın yaralılar var.” Yolda duran bir otobüse dayanamayıp yerdeki şişeyi attım. Yolda koşturup bağırıyorduk arabalara ”Açılın yaralılar var!” diye. Aslında hepimiz yaralıydık… Ezilen bizdik ve şimdi bombalanan yine bizdik. Herkesin elleri havada zafere işareti yapıyordu. Bu vahşetin içinde kalmıştık ve birbirimize destek olmak için ağlamıyorduk. Daha sonra kimsenin korkmadığını daha çok cesaret edindiğini daha iyi anladım HDP İl Binası’na geldiğimizde.

Miting kalabalığı yine oradaydı. Analar bağrına vuruyor ”edi bes ê” diyordu. Gençler öfkeliydi ve seçimi bekliyordu. ”Şu seçim bir bitsinde hele” diyorlardı. Herkes canlarını arıyordu ”iyi misin?” diye soruyorlardı. Böyle kan günü birgün daha dedik. Bizi bombalayanlar bilmiyorlardı ”daha çok birlik” olacağımızı. Güzel yarınlar için birlik olmaya söz verdik ve ”barış” dedik. Kimimiz hastanelere yaralılara destek için koştuk kimimiz tepkimizi göstermek için tencere tava çalmaya evlere gittik. 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu