Suriye’de 3 sene önce başlayan iç savaşın ardından evlerini, ailelerini terk etmek zorunda kalan milyonlarca Suriyeli’nin büyük bir kısmı Türkiye topraklarına yerleşti.
Ama hepimiz öyle “elit”tik, bu ülkenin öyle “değerli vatandaşları”ydık ki; Suriyeliler aramızda “iğreti” kalıverdiler!
…
Onların bu “iğreti”liğini kullanan patronlar, 10 kuruşluk işi 2 kuruşa yaptırma fırsatı buldukları için ellerini ovuşturdular utanmazca, arsızca!
Ama aynı patronlar Soma’da, Torunlar’da, Ermenek’te “değerli vatandaşlarından” yüzlerce işçiyi kendi kârları için katletmekten geri kalmamışlardı.
…
Sokakta, her köşe başında “iğreti” duran Suriyeli kadın ve çocuklar her an cinsel saldırılar başta olmak üzere her türlü aşağılama ve saldırıya karşı korunmasız bir halde!
İnsan tacirleri ve erkekliklerini kendinden zayıf ve küçük bedenlere zarar vererek inşa eden insan kılıklılar bu durum karşısında adeta “bayram ettiler”!
Çünkü gözler kör, kulaklar sağır, diller lâldı!
Ama aynı insan tacirleri ve insan kılıklılar; bu ülkenin “değerli bacıları”na da aynı saldırıları gerçekleştirmekten geri durmuyorlardı. Engellilerin, çocukların kaçırıldığı; kadın ve çocukların her türlü erkek şiddetine maruz kaldığı ve durmaksızın katledildiği bir dünyanın yaratıcısı olmaktan vazgeçmiyorlardı.
…
Bir devlet politikası olarak hayata geçirilen “daha zayıfı ez, linç et, kov” mandalitesi bugün Suriyeliler üzerinden devam ediyor.
Daha önce Ermenileri, Rumları, Süryanileri katledip kovanlar; sırayı Kürtlere, Romanlara vermişti. Ama şimdi daha savunmasız bir kesim var karşılarında.
Bu devlet ve sermayenin arayıp da bulamadığı bir fırsat!
Emek ve bedenlerinden en ucuza ve hatta bedavaya faydalanma şansı buldukları; hayatları, hayalleri yıkılmış Suriyelileri daha uzun süreli ve rahat sömürebilmenin keyfini sürmek istiyorlar. Bunun için de ülkedeki “değerli vatandaşlarını” “elit” kılıyor ve bu Suriyelileri “iğreti” ilan ediyorlar.
Halkı, ezilenleri birbirine tahammülsüz haline getiriyor ve birbirine düşürüyorlar.
…
Bunun son örneği Antalya’da yaşandı.
Manavgat’ta tarım işçilerini taşıyan iki servis aracının kaza yapmasının ardından işçiler arasında yaşanan tartışmada 5 işçi yaralandı. Bu kavga, “Suriyelilerle Beşkonaklı işçiler kavga etti” şeklinde yayılınca yaklaşık 200 kişilik bir grup Suriyelilerin yaşadığı mahalleye giderek Suriyelilere ait ev ve araçlara saldırdılar.
Bu saldırının ardından bazı Suriyeli aileler, eşyalarını toplayarak başka bir yere, başka bir sürgün bölgesine gittiler.
Saldırganlarsa poz vermekten geri durmadılar.
…
Mesele tarım işçiler arasındaki kavga değildi.
Mesele yine Suriyelilerin “iğretiliği” idi.
Çünkü CHP’nin belediyesini aldığı ve CHP’nin kalelerinden olan Manavgat bir turizm beldesiydi ve uzun süredir Suriyelilerin burada “iğreti” durduğu ve bu yüzden şehirden atılacakları söyleniyordu.
İnsan haklarından dem vuran CHP’nin iş kendi rantına, çıkarına geldiğinde hırsız ilan ettikleri AKP’den pek de geri kalmadığını gösteren bu olayda ne “vatandaş hassasiyeti” söz konusu ne de Suriyelilerin “saldırganlığı”…
…
Her ne kadar gerçeği bilsek de; sormaktan geri duramayacağız:
La n’etti size bu Suriyeliler?!
